Hayat kendi içinde bölümlere ayrılır aslında. Her bölüm yeni bir başlangıçla başlamıştır. Eline aldığın romanın bölümleri gibidir. Her bölüm başka bir olay anlatır aslında. Ve her bölüm bir önceki bölümün sonunda söylenen "her şeye yeniden başlıyorum." sözüyle başlar aslında.
Anne rahmine düştüğün zaman başlamıştır senin romanın ve ilk bölümünü yazıyorsundur aslında. Minimini bir yavruyken her gelişimin bir yeni başlangıç bir bölümdür aslında. Her gelişme biraz daha büyümenin sevimli ama acı gerçeğidir. Büyürsün, büyürsün, büyürsün...
Artık bölümlerin gelişimlerle değil acılarla son bulur ve yeni başlangıçlara neden olur. Bu acıların yerini keşke o küçük ve sevimli gelişimim alsaydı dersin. Bunu küçük bir kız çocuğunun elma şekerini isterken ki heyecanı ile, mutluluğu ile istersin. İstemekten çok hayal eder, umut edersin onu. Bilirsin olmayacağını ama umut işte dersin fukaranın ekmeği. Bir parça daha bölersin o ekmekten ve tadını almaya başlarsın. Aslında her başlangıcın sona atılan bir adımdır. Ufak, sakin ve habersiz...
Gittiğin yol bilmediğin bir yoldur ve taşlardan topladığın kelimelerle yazarsın romanını. Her kelime bir cümleni, her cümlen bir paragrafı, her paragrafın da bölümleri oluştururken sen sadece yürürsün. Anlık yaşarsın, anı yaşarsın...
Romanlar gibidir hayatın. Her bölüm ayrıdır gibi görünür sana ama devamıdır aslında. Kopamaz birbirinden bölümler. Birbirlerini tamamlayarak oluştururlar romanını ve sona erdirirler seni.
Kocaman bir sona... Koca bir Son'a...
0 Yorumlar